1950’lerden Günümüze: Puantiyeler Geri Döndü
- kocerbegum
- 5 gün önce
- 2 dakikada okunur
Valentino’dan Zara’ya, Kate Middleton’dan Irina Shayk'a: Puantiyenin yeniden doğuşuna tanıklık ediyoruz.

Bir zamanlar Marilyn Monroe’nun zarafetle taşıdığı, 80’lerde punk ruhuna bürünen puantiyeler; bugün moda evlerinin podyumlarını, ekran yüzlerinin stillerini ve sokak stilini yeniden şekillendiriyor. 2025 sezonunda yalnızca bir desen değil, kültürel bir referans noktası olarak geri döndü.
Moda tarihindeki desenlerin belki de en çok dönüşüm geçirenidir puantiye. 50’lerde Dior’un New Look silüetleriyle zarafeti temsil etti, 80’lerde Vivienne Westwood ile anarşiye alan açtı. Şimdi, 2025 sezonunda hem geçmişe göz kırpıyor hem de çağdaş silüetlere nüfuz ederek bir “retrofuturist” kimlik kazanıyor.
Podyumlar Üzerinden Okunan Yeni Feminenlik
2025 İlkbahar/Yaz defileleri, puantiyeye farklı dönemlerin gözünden bakan çok sesli bir koleksiyon kitabı gibi:
Valentino, Alessandro Michele’in yaratıcı direktörlüğündeki ilk koleksiyonunda puantiyeyi barok detaylarla buluşturdu. Elbiseler, geçmişin romantizmini bugünün teatralitesiyle birleştiriyor.
Carolina Herrera, modern klasikçilik üzerinden ilerliyor; siyah-beyaz puantiyeli midi elbiseler, net kesimler ve yüksek bel vurgularıyla şehirli zarafeti yeniden tanımlıyor.
Jacquemus, 1950’lerin Akdeniz romantizmini günümüze taşıyor. Küçük beyaz puantiyeli fırfırlı elbiseler, La Croisière koleksiyonunda nostaljiyle flört ediyor.
Moschino ve Acne Studios, deseni grafik alanlara taşıyor. Özellikle Moschino’da blazer takımlar ve oversized kesimlerle retrofuturist bir kimlik kuruyor.
İkonların Stilinde Yeniden Üretilen Anılar
Ünlü isimlerin gardıroplarında puantiye yalnızca bir tercih değil; karakterle örtüşen bir dil hâline geliyor:
Kate Middleton, İngiltere’deki bir anma törenine Alessandra Rich imzalı siyah üzerine beyaz puantiyeli midi elbisesiyle katıldı. Kemer detayı ve vatkalı omuzlarla tamamlanan klasik siluet, kraliyet zarafetini retro bir dokunuşla günümüze taşıdı.
Irina Shayk, Cannes Film Festivali’nin açılışında Armani Privé imzalı siyah ipek, beyaz puantiyeli elbisesiyle nostalji ve modernliği buluşturdu. Gigot kolları ve sırt dekoltesiyle zarif ama iddialı bir siluet çizen tasarım, siyah saten eldivenlerle 1950’ler Hollywood’undan ilham alan teatral bir şıklık sundu.

Anna Kendrick, yeni Another Simple Favor filmi tanıtımı sırasında New York sokaklarında Old Navy imzalı lacivert-beyaz puantiyeli iki parçalı takımıyla görüntülendi. Uygun fiyatlı ama stil sahibi bu görünüm, retro romantizmi güncel şehir şıklığıyla birleştiriyor; cep detaylı eteği ve zarif üstüyle sade ama akılda kalıcı.
Erişilebilir Moda: Puantiye Artık Her Yerde
Lüks podyumların ardından puantiye ulaşılabilir markaların yaz koleksiyonlarında da başrolü kaptı:
Zara, klasik siyah-beyaz elbiselerden, ayakkabılara uzanan bir skalayla 2025’in yaz stilini yeniden kodluyor.
H&M, puantiyeyi boho kesim elbiseler ve gömleklerle gündelik giyime adapte ediyor.
COS, minimal formunu bozmadan büyük puantiyeli oversize pantolon ve elbiselerle deseni grafik bir forma dönüştürüyor.
Puantiyenin yeniden yükselişi yalnızca bir trend değil. 2025’te bu desen, farklı kimliklerin yan yana var olabildiği, hem geçmişe hem geleceğe aynı anda konuşabildiği bir anlatım biçimi. Bugün bir Valentino elbisesiyle podyumda, yarın bir ikinci el bluzla sokakta. Hep aynı soruyu hatırlatıyor: Stil sadece bireysel mi, yoksa ortak bir hafızanın parçası mı?
Comments