Milano Moda Haftası: 2025 Sonbahar/Kış Erkek Giyim Öne Çıkanları
- kocerbegum
- 21 Oca
- 5 dakikada okunur
Erkek Giyim Moda Haftası, Milano’da şık bir başlangıç yaparak tüm dünyanın gözlerini üzerine topladı. Dünya moda başkentlerinden biri olan Milano, her zamanki gibi Sonbahar/Kış 2025 sezonunun tonunu belirledi ve bu yıl da istisna değil. Dolce & Gabbana, Emporio Armani ve Prada gibi önde gelen markalar yeni koleksiyonlarını görücüye çıkardı.

Gelin hep birlikte Milano Moda Haftası'nın öne çıkanlarına hızlıca göz atalım.
Dolce&Gabbana
Dolce&Gabbana hakkında söylenecek fazla bir şey yok. Mekân düzenlemesi ve koleksiyonuyla Domenico Dolce ve Stefano Gabbana, Milano takvimindeki en önemli etkinliklerden biri olduklarını bir kez daha kanıtladılar. Sonbahar/Kış 2025 koleksiyonu, “Paparazzi” adını taşıyor ve ilhamını eski Hollywood’un zamansız ihtişamından ve Fellini’nin ikonik filmi La Dolce Vita’dan alıyor. Özünde, bu koleksiyon sinema ikonlarına bir övgü niteliğinde; Dolce&Gabbana’nın estetik kodlarını, aktörlerin sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar süren hayatlarını anlatan görünümlerle kutluyor.
Anlatı, gündelik giyimin sadeliği ile kırmızı halının sofistike zarafeti arasındaki bir karşıtlık üzerinden ilerliyor. Koleksiyonun öne çıkan unsurları arasında, rahat kesim takım elbiseler ve oversize paltolarda yer alan modern bir herringbone (kazayağı) deseni yorumu bulunuyor. Bunun yanı sıra, '70’ler esintili uzun kürkler gibi Dolce Vita dönemini anımsatan detaylar dikkat çekiyor. '40’lardan ilham alan çiçek broşlarla zenginleştirilmiş gece takımları ise koleksiyona nostaljik ve rafine bir dokunuş katıyor.
Emporio Armani
Emporio Armani’nin Sonbahar/Kış 2025 erkek giyim koleksiyonu, zarafetin zahmetsiz bir şekilde nasıl giyime yansıyabileceğini ustaca sergiliyor. Koleksiyonun özü şu sözlerle ifade ediliyor: “Baştan çıkarmak, başkalarını kendine çekmek, büyülemektir. Bu ince sanat, kelimelerle, jestlerle ve tarzla uygulanabilir; aynı zamanda kulüp, salon ya da zamanı yavaşlatan bir sohbet ortamı gibi samimi, rafine bir yer olabilir.”
Koleksiyon, dokular ve desenlerle öne çıkıyor. Metalik detaylar, hayvan desenli ceketler ve aksesuarlar dikkat çekerken, derin kahverengi deri paltolar ve aksesuarlar dayanıklılığı ve erkeksiliği simgeliyor. Dış giyim, uzun tüylü kumaşlar ve hacimli silüetlerle lüks bir hava sunuyor. Kat kat giyinme stili koleksiyonun temelini oluşturuyor. Çok cepli ve ayarlanabilir askılı şişme montlar, pratikliği avangart tasarımlarla birleştiriyor. Oversize şallar ve hacimli paltolar, dramatik bir görsel etki yaratıyor.
Renk paleti, toprak tonları olan kahverengi, bej ve mat yeşil gibi nötr renklerle başlarken, zengin mor, altın ve canlı sarı gibi mücevher tonları koleksiyona derinlik katıyor. Aksesuarlar da koleksiyonun önemli bir parçası. Yapılandırılmış çapraz çantalar, dokulu kıyafetlere zarif bir tamamlayıcı olurken, askeri tarz şapkalar ve iddialı güneş gözlükleri cesur bir tavır sergiliyor. Emporio Armani erkeği, Sonbahar/Kış 2025 için kusursuz, sofistike ve baştan çıkarıcı bir görünüme bürünüyor.
Prada
Prada Sonbahar/Kış 2025 podyumu, bir yanda kaotik bir Berlin gece kulübünü, diğer yanda ise zarif bir 20. yüzyıl balo salonunu andırıyor. Miuccia Prada ve Raf Simons, koleksiyonlarını “içgüdünün bir ifadesi” olarak tanımlıyor. Koleksiyon, insan doğası ve temel içgüdüleri, yaratıcılığın bir aracı olarak keşfetmeyi amaçlıyor. Tasarımlar, ilkel dürtülere ve öğrenilmemiş tepkilere vurgu yapıyor. Çelik yapı, insanları bir araya getirme içgüdüsünü tatmin eden bir disko atmosferini çağrıştırıyor.
Prada’nın modern erkeği, romantizmin etkisiyle şekilleniyor. Defilede 56 görünüm sergileniyor. Büyük paltolar, çıplak göğüsleri açıkta bırakacak şekilde tasarlanıyor. Küçük, kırsal desenli üstler siyah klasik ayakkabılarla eşleştiriliyor. Parlak mor pantolonlar ekose trençkotlarla, bomber ceketler ise inek postu gömleklerle kombinleniyor. Koleksiyon, cesur renkler, çiçek broşlar ve batılı botlar gibi detaylarla zenginleşiyor. Prada, koleksiyonuyla, yapay zekaya karşı insan yaratıcılığının benzersizliğini vurguluyor. Defile sonrası büyük alkışlar ve yapının hafif sallantısı, Fondazione Prada’nın adeta Milano’nun en yeni kulübü haline geldiğini hissettiriyor.
Zegna
Zegna, Sonbahar/Kış 2025 koleksiyonu ile Milano Moda Haftası'nda geleneksel ve yenilikçi unsurları bir araya getirdi. Bu koleksiyon, markanın geçmişine dayalı mükemmellik arayışını vurgularken, hayvan kökenli malzemeler ve yüksek kalite yün kullanımı ile dikkat çekiyor. Ermenegildo Zegna'nın mirası, modern tasarımlar ve tarihi referanslar ile harmanlanarak, markanın sürdürülebilirliğe ve inovasyona olan bağlılığını gözler önüne seriyor.
“Vellus Aureum” adlı koleksiyonu, gelenek ve yeniliği birleştiriyor. Zegna erkeği, duygusal ve maddi değere sahip parçalardan oluşan bir gardırop yaratmış bir figür olarak tasarlanmış. Koleksiyon, dekonstrükte blazerlar, yıkanmış Oxford takım elbiseler, cashfur yaka montlar ve oversize gömleklerle zenginleştirilmiş. Renk paleti gri, bej, bordo ve siyah tonlarında, makro desenler ve yün güzelliklerini kutlayan tasarımlarla zenginleşiyor. Zegna, araştırma ve mükemmelliği sürekli bir süreç olarak sürdürmeye devam ediyor. Sonbahar/Kış 2025 koleksiyonu, markanın geçmişiyle uyumlu bir şekilde mükemmellik için olan bağlılığını gözler önüne seriyor.
Pierre-Louis Mascia
Pierre-Louis Mascia ve ekibi, Sonbahar/Kış 2025 “Bright Star” koleksiyonunda, gerçekliği deneyimlemenin radikal bir yolunu keşfederken, ham ve endüstriyel bir ortamda zamanı askıya alıyor ve mekânı özgürleştiriyor. Bu atmosferde, karakterler kendilerini tanımaya, duygularını paylaşmaya ve belirsiz bir dünyada direnmeye çalışıyor. Soğuk ve belirsiz bir sahne, tasarımların sarmalayıcı yumuşaklığıyla tezat oluşturuyor. Pierre-Louis Mascia, Keatsvari referanslar ve İtalyan Rönesansı gibi etkilerle, insan kırılganlığı ve sanatın özü üzerine derin bir düşünceye davet ediyor. Koleksiyon, güzellik ve acı arasında parçalanmış insan ruhunu yansıtarak, yaratımı bir direniş ve kırılganlık eylemi olarak sunuyor.
Koleksiyon, hafiflik, hareket ve rahat zarafet arasında bir denge kuruyor. Bomber ceketler, ipek astarlı uzun paltolar, eterik elbiseler, şallar ve koruyucu stollerle sarılan silüetler öne çıkıyor. Kadife kimonolar ve kapitone ceketlerle tamamlanan kombinler dikkat çekiyor.
Pierre-Louis Mascia, barok desenleri ve eklektik motifleriyle tanınıyor. Bu sezon, yirmi yeni orijinal baskı sunuyor ve analog ile dijital teknikleri harmanlayarak, melankolik portrelerden ve fin de siècle estetiğinden ilham alıyor. Genel hatlarıyla bu koleksiyon, lüks kumaşlarla geçici güzellik arayışını vurguluyor.
Philipp Plein
Ünlü lüks moda markası Philipp Plein, erkek giyim takvimindeki heyecan verici ilk defilesini Milano’daki The Plein Hotel’de gerçekleştirdi. “The Modern Muse: A Contemporary Classic” adı verilen koleksiyon şıklığı ve sofistikeyi yansıttı. Defilenin finali, ikonik French Montana’nın etkileyici performansıyla taçlandı, bu da markanın ilk erkek giyim defilesinin vizyoner bir başlangıcı oldu.
Philipp Plein’in bu koleksiyonu, markanın eşsiz imza stilini sergileyerek Alman tasarımcının ruhunu yansıtan bir eser olarak dikkat çekiyor. Koleksiyonda, modern ve klasik gündelik giysilerden, zarif ve kraliyet havası taşıyan akşam elbiselerine kadar bulunuyor. Klasik markanın ismini taşıyan tişörtleri, bomber ceketler, deri ve kürk montlarla birleştirilerek markanın lüks anlayışını yansıtıyor. Denim pantolonlar, tasarımcı tarafından şekillendirildiğinde hemen tanınan, sofistike birer duruş sergiliyor. Koleksiyon, minimal tonlarla dikkat çeken takımlar ve işlemeli blazer’lar gibi zarif akşam kıyafetleriyle zirveye ulaşıyor. Aksesuarlar arasında işlevsel çantalar, sırt çantaları ve büyük el çantaları yer alırken, bunlar askeri botlar ve spor ayakkabılarla kombinlenerek rahat bir şıklık sunuyor.
Magliano
Hiç şüphesiz, Magliano defilesi sezonun en dikkat çeken şovlarından biri olarak öne çıkıyor. Akdeniz’in hedonistik ruhunu ve tekno kültürünü harmanlayan koleksiyon, podyumdaki 35 görünüme yayılan serin tonlarla bu duyguyu başarıyla yansıtıyor. İzleyicileri, nemli kış havası ile bir gece boyunca dans etmenin teri arasında kalan hayali bir Adriyatik kıyı yolculuğuna davet ediyor.
Koleksiyonun özü, geleneksel terzilik kodlarını altüst etmeye dayanıyor. İç giyim, görünür bir ilk katman olarak öne çıkıyor: nervürlü pamuk ceketler, transparan mohair pantolonlar ve dolgulu krep-de-şin dış giyim parçaları, cesur ve tavizsiz bir açıklık hedefleyen dokular ve hacimler arasında dönüşümlü bir oyun sergiliyor. Aksesuarlar da bu cesareti yansıtıyor. Medea ile birlikte tasarlanan özel bir çanta, iç giyimi provoke edici ve tamamen Magliano'ya özgü bir yorumla yeniden şekillendiriyor. Swarovski kristalleriyle süslenmiş, eskimiş bir ışıltıya sahip triko parçalar ve denizden çıkmış kalıntıları andıran takılar, harabeler, anılar ve kaybolmuş mitolojilerden bahseden bu koleksiyonu tamamlıyor.
Comments