Milano Tasarım Haftası 2025’te Öne Çıkanlar
- kocerbegum
- 10 Nis
- 1 dakikada okunur
Milano, Nisan ortasında sadece tasarımı kutlamıyor; onu şekillendiriyor, sorguluyor ve yeniden kurguluyor. 2025 edisyonu, alışılmış tanıtım formatlarının çok ötesine geçerek kenti bir manifesto sahnesine dönüştürüyor. Bu yılın ana hissi? Sessizlikten doğan çarpıcılık.
Hermès La Pelota'da: Dokunma Hakkı Hermès'in ev koleksiyonu bu yıl, eşyaya duyusal bir hak tanıyor. Dokunun bellekle olan bağını, rengin duyguyla olan diyaloğunu gözeten yerleştirme; gösteri yerine sükunetle ikna ediyor. Tasarım burada sadece görülmüyor—hissediliyor.
Molteni & C: 70’lerden Gelen Zarafet Afra ve Tobia Scarpa'nın 1973 tarihli Monk sandalyesi, şimdi Molteni & C yorumu ile bugünü selamlıyor. Net geometri, yuvarlatılmış köşeler ve sıcak ahşap tonları bir araya gelerek sadeliğin aslında ne kadar kurgusal olduğunu hatırlatıyor.
Alcova: Yapıyın Hatırasına Dokunanlar Alcova bu yıl da ezber bozuyor. Villa Borsani ve Villa Bagatti Valsecchi gibi mekansal hafızaya sahip yapılarda konumlanan sergiler, klasik formülleri bozan deneysel yaklaşımlarla dolu. Bu alanlar, tasarımın laboratuvarından çok birer soru işareti gibi yerleşiyor şehre.
A-POC Able Issey Miyake x Atelier Oï: Kumaşla Biçimlenen Işık Bu iş birliği, kumaşın sadece bedeni değil, mekanı da sarabileceğini gösteriyor. Tel ve tekstil, aydınlatma objelerinde neredeyse dans eder gibi bir hareket yaratıyor. Hacim, gölge ve süs kavramları yeniden tanımlanıyor.
Gelecek Tonlar: Sessiz Bir Dramatizm Şarap kırmızısından koyu kahveye, dramatik tavan lambalarından kabartılı yüzeylere kadar öne çıkan trendler, mekanlarda içsel bir anlatı arayanlara hitap ediyor. El işçiliğiyle yüzeye kazınan anlamlar, yeni lüsusun tanımını değiştiriyor.
Milano Tasarım Haftası 2025, bilgi vermiyor—bir ruh hali yaratıyor. Görsel gürültüye karşı duru bir anlatı, dijital hıza karşı zamansız bir durak... Burada tasarım, bir cisim değil, bir duygu.
Comments